İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, hazır giyim sektörünün dijital ve yeşil dönüşüm alanlarına odaklandığını belirterek, Avrupa Birliği’nin (AB) Yeşil Mutabakatı’nın gündeme gelmeden önce bile çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.
İHKİB’in, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı işbirliği ile yürüttüğü “Tasarımdan Üretime Hazır Giyim Sektöründe Dijital Dönüşüm Projesi” kapsamında, Avrupa Birliği IPA projeleri aracılığıyla 10,4 milyon avroluk hibe desteği sağlandı.
Bu proje çerçevesinde hazır giyim ve tekstil sektörlerinin mevcut durumu analiz edilerek, AB Dijital Tek Pazar Stratejisi doğrultusunda yol haritası oluşturuldu.
İHKİB’in Avrupa Birliği (AB) IPA-2 projeleri kapsamında gerçekleştirdiği, “Tasarımdan Üretime: Hazır Giyim sektöründe Dijital Dönüşüm Projesi (METAMORPHOSIS) tamamlanarak, Design2Future Zirvesi’nde mercek altına alındı.
Zirve, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Coştu ile İHKİB Başkan Yardımcısı Mustafa Paşahan, AB Türkiye Delegasyonu Temsilcisi Jurgis Vilcinkas ve iş dünyasının temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Bakan Yardımcısı Coştu, hazır giyim ve tekstil sektörünün, Türkiye’deki istihdam ve ihracatta önemli sektörlerin başında geldiğini aktararak, “Sadece bu iki sektör, imalat sanayisindeki istihdamımızın yaklaşık dörtte birini teşkil ediyor. İhracatta ise dünyada birçok alt sektör bakımından ilk beşte yer alan bir sektör grubundan bahsediyoruz. Böyle bir sektörün korunması ve kalkınması Türkiye’nin geleceği için büyük önem arz ediyor.” dedi.
“Küresel rekabet baskısı maliyet unsuru bakımından arttı”
Son dönemde sektördeki küresel rekabet baskısının maliyet unsuru bakımından arttığını söyleyen Coştu, “Sektörümüzün üzerindeki küresel rekabet baskısı, özellikle maliyet unsuru bakımından artmış durumda, durumu yakından takip ediyoruz, maliyetler bakımında sektörü rahatlatacak adımları hayata geçiriyoruz. Diğer taraftan ise sektörün uzun vadeli rekabet edebilmesi için yapısal dönüşümlerin sağlanması adına destekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Coştu, tekstil ürünleri imalatı, giyim, deri ve mobilya üretimi gibi emek yoğun sektörlerdeki KOBİ’lerde istihdamı korumak adına, çalışan başına 2 bin 500 liralık destek verdiklerini aktararak, işverenlerin bu destekten yararlanması için programa başvurmaları çağrısında bulundu.
Ucuz iş gücünün ilerleyen dönemlerde çok mümkün olamayacağını dile getiren Coştu, “Dijital dönüşüm, AR-GE ve tasarımın sürdürülebilirliği gibi kavramlara sektör olarak daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Bu sebepten dolayı sanayide dijital ve yeşil dönüşüm yatırımlarını teşvik sistemimizde en yüksek limitlerinden olan beşinci bölge diye tabir ettiğimiz desteklerle buluşturduk.” dedi.
“İHKİB’i sektörel olarak tek dijital dönüşüm merkezi olarak akredite ettik”
Coştu, sektörel odakta, tek dijital dönüşüm merkezi olarak İHKİB’in Dijital Dönüşüm Merkezi olarak akredite ettiklerini aktararak, “İHKİB tarafından hayata geçirilen dijital dönüşüm merkezini de biz bu programda önemli bir katılımcı olarak belirledik. Birlik tarafından hazırlanan olgunluk modellerini ve yol haritalarını destekten faydalanmak için bir ön koşul olarak arıyoruz.” yorumunu yaptı.
Coştu, KOSGEB’in 20 milyon TL’ye varan destek limitli dijital dönüşüm destek programı kapsamında yol haritası hazırlanan projelerin KOSGEB desteklerinden de yararlanabileceğini aktardı.
Bakanlık olarak 10,4 milyon avro tutarında destek sağladıklarını hatırlatan Coştu, Dijital Dönüşüm Projesi’nin sektörün katma değerini artırmak için önemli olduğunu kaydetti.
İHKİB Başkan Yardımcısı Paşahan ise kurumsal kapasite geliştirme çalışmaları kapsamında 125 KOBİ temsilcisine dijital moda tasarımı eğitimi verildiğini ifade ederek “60 öncelikli firma için dijital olgunluk değerlendirmesi yapıldı ve 100’den fazla KOBİ’ye dijital dönüşüm danışmanlık hizmeti sunuldu, KOBİ’lerin kalite standartlarını yükseltmek adına 100 farklı test ve analiz hizmeti gerçekleştirildi.” dedi.
Paşahan, sektörün dijitalleşme sürecini hızlandırmak amacıyla 2022 yılında hizmete sunulan Dijital Dönüşüm Merkezi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Dijital Dönüşüm Destek Programı kapsamında işletmelerin dijital olgunluk değerlendirmesi, yol haritası ve yatırım planı oluşturma süreçlerinde yetkilendirildiğini açıkladı.
AB Yeşil Mutabakatı’na uyumlu yol haritası niteliğinde olan Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektörü Sürdürülebilirlik Eylem Planı’nın iki yıl önce tamamlanarak kamuoyuyla paylaşıldığını belirten Paşahan, “Karbon ayak izi takibi ve azaltılmasına yönelik projeyi bu yıl hayata geçireceğiz.” dedi.
AB’den 37 milyon avroluk hibe desteği
AB Dijital İnovasyon Merkezi Programı çerçevesinde hibe kullanılmaya hak kazanıldığı ve tüm projelere 37 milyon avroluk hibe desteği sağlandığını aktaran Paşahan, desteklerin, sektörün dijital ve yeşil üretim kapasitesini artırmak, markalaşma süreçlerini hızlandırmak ve uluslararası rekabette güçlenmek için kullanıldığını belirterek, “Kurumsal karbon ayak izi ölçümü, ürün yaşam döngüsü analizi ve iklim değişikliği gibi konularda eğitim programları düzenlendi.” ifadelerini kullandı.
Moda endüstrisinde fiyat odaklı üretimde rekabetin giderek zorlaştığını vurgulayan Paşahan, “Katma değerli üretimle yeni bir yol açmak durumundayız. Tasarım, inovasyon ve markalaşma büyük önem taşıyor. Hazır giyim markalarımızın 100’den fazla ülkede 3 binden fazla mağazası bulunuyor ve birçok pazarda lider konumda.” dedi.
Paşahan, dijital ve yeşil dönüşümün, küresel moda endüstrisindeki rolü belirleyeceğine dikkati çekerek, sektör için bu sürecin bir fırsat penceresi olduğunu belirtti.
Zirvede konuşan AB Türkiye Delegasyonu Temsilcisi Vilcinkas, tekstil ve hazır giyim sektörünün, Avrupa Birliği’nde 1,3 milyon kişiye iş imkanı sunduğunu ve sektörün yıllık cirosunun 167 milyar avroya ulaştığını aktararak, istihdam açısından otomotiv üretim sektörüyle kıyaslanabilecek büyüklüğe sahip olduğunu söyledi.
AB’de yaklaşık 160 bin, Türkiye’de ise 60 bin KOBİ’nin tekstil ve hazır giyim alanında faaliyet gösterdiğine dikkati çeken Vilcinkas, “Türkiye, tekstil üretiminde dünya çapında önemli bir rol oynuyor ve Çin ile Bangladeş’in ardından en büyük üretici konumunda. Ülkede dinamik bir iş kültürü hakim ve AB ile ticarette büyük başarılar elde edilmiş durumda.” dedi.
Vilcinkas, Türkiye’de üretilen hazır giyimin yüzde 60’ının AB’ye ihraç edildiğini ve tüm hazır giyim ürünleri bazında bu oranın yüzde 41 seviyesinde olduğunu belirterek, “AB’nin sürdürülebilir ve döngüsel tekstil stratejisi çerçevesinde rekabetin korunabilmesi için yeşil ve inovatif üretime ağırlık verilmesi gerekiyor. Tedarik zincirinin zararlı maddelerden arındırılması bu stratejinin önemli bir parçası.” açıklamalarında bulundu.
AB’den tekstil ve hazır giyim sektörüne 1,3 milyar lira hibe
Türkiye’de İstanbul, Bursa ve Denizli gibi önemli üretim merkezlerinin esnek ve dayanıklı yapılarıyla sektöre yön verdiğini aktaran Vilcinkas, “Türkiye’deki firmalar, büyük dünya markalarıyla başarılı iş birlikleri gerçekleştiriyor ve her yatırımın büyük önem taşıdığı bir ekosistemde faaliyet gösteriyor. AB, Türkiye’nin yeşil dönüşüm sürecine 780 milyon avro finansal destek sağlarken, tekstil ve hazır giyim sektörüne 1,3 milyar lira hibe verdi. Bu desteklerle genç ve kadın iş gücünün artırılması, yeni istihdam alanlarının yaratılması hedefleniyor.” dedi.
Türkiye’de kadın iş gücünün tekstil sektöründeki oranının yüzde 70 seviyelerine ulaştığını hatırlatan Vilcinkas, “Bu durum oldukça olumlu bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Ayrıca Türkiye’deki şirketler inovasyon ve yeşil dönüşümüne katkı sağlanıyor. İşletmelerin daha dijital ve çevre dostu hale gelmesi için çalışmalar sürerken dijital dönüşüm merkezleri bu sürecin önemli bir parçası olarak konumlanıyor.” değerlendirmesini yaptı.
